Blok zinciri sağladığı pek çok avantajla son yıllarda öne çıkan önemli bir teknoloji. Kripto para birimleri (Bitcoin, Ether vb.) ile yeni nesil ödeme aracı olarak öne çıkan blok zinciri, son yıllarda akıllı sözleşmeler ile daha popüler hale geldi. Zaman içersinde farklı sektörlerdeki işletmeler ve kurumlar blok zincirinden nasıl yararlanacaklarını planlamaya başladı ve bazıları faaliyetlerini blok zinciri üzerinden yürütme kararı aldılar. Örneğin Japonya’da oy sistemlerinde ve Tayland’da vergi sistemlerinde blok zincirinden yararlanılıyor. Ayrıca İstanbul Belediyesi de yakın zamanda fatura abonelik işlemlerini blok zinciri üzerinden yürüteceğini kamuoyuna duyurdu. Peki farklı sektörlerde kullanılagelen blok zinciri teknolojisi fikri mülkiyet haklarının korunması için de kullanılabilir mi? Bu yazımızda öncelikle blok zinciri teknolojisinden kısaca bahsedip daha sonra fikri mülkiyet haklarının korunması bakımından kullanımına değineceğiz.

A) Blok Zinciri nedir?
Blok zinciri en basit haliyle, “belirli ilave özelliklere ve işlevlere sahip olan dağıtık bir veri tabanı.” olarak tanımlanabilir (1). Zincire dahil olan her bir katılımcı, dağıtık veri tabanının birbirinin aynısı olan birer kopyasını tutmaktadır. Blok zincirinin temel çalışma şekli, verileri gruplandırarak bloklar oluşturmak ve daha sonra bu blokları bir zincir haline getirmektir. Zincirin yalnızca sonuna blok eklenebildiği için önceki blokta yer alan verilerde bir değişiklik yapılması mümkün değildir. Bu aynı zamanda zincirdeki verilerin birikimli bir biçimde artmasını sağlamakta ve önceki bilgilerin de kaybolmasını engellemektedir. Zincirdeki her bloğun kendine özel tarih ve zaman bilgisi mevcuttur. Bu bilgiler bir sonraki blokta da yer almaktadır. Bu yüzden herhangi bir bloktaki veriler üzerinde meydana gelen en ufak bir değişiklik, zincirdeki tüm blokların yapısının bozulmasına neden olacaktır. Bunun engellenmesi ise ancak katılımcıların ortak iradesiyle değişikliği onaylaması ile mümkün hale gelecektir. Diğer bir ifade ile tek bir katılımcının bloktaki verileri değiştirme yetkisi bulunmamaktadır. Benzer şekilde, zincire yeni bir blok eklemesi için de katılımcıların önce bu işlemi doğrulaması, işlem üzerinde uzlaşma sağlaması gerekmektedir. Her kullanıcının yeni işlemi onaylaması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırdığı gibi merkezi bir otoriteye olan ihtiyacı ortadan kaldırmaktadır. Blok zincirinin dört temel özelliği şu şekilde özetlenebilir:
• Şeffaflık: Blok zinciri üzerindeki tüm veriler herkese açıktır, keyfi olarak düzeltilemez ve kolayca denetlenebilir.
• Yedeklilik: Blok zinciri çözümünün her kullanıcısı verilerin bir kopyasını tutar, bu nedenle bir sistem arızası veya üçüncü şahısların kötü niyetli eylemleri nedeniyle kolayca çevrimdışı duruma getirilemez.
• Değişmezlik: Blok zincirinde kayıtların değiştirilmesi engelleyici bir şekilde zordur ve protokole uygun olarak sağlanan fikir birliğini gerektirir (örneğin, blok zinciri kullanıcılarının çoğunluğu tarafından). Böylelikle kayıtların bütünlüğü, sistem operatörlerinin kimliklerinden ziyade temeldeki kodun kendine özgü özellikleriyle sağlanır.
• Aracıların ortadan kaldırılması: Banka gibi aracıların işlemlerden çıkarılması, işlem maliyetlerini ve bu tür aracıların varlığıyla ilişkili riskleri azaltır.
B) Fikri Mülkiyet Hukukunda Blok Zinciri Uygulamaları
Dijital ortamda eser sahiplerinin karşı karşıya kaldığı başlıca sorunlar arasında esere ve sahibine ilişkin bilgilerin şeffaf olmaması, sahtecilik ve eser sahiplerine ödenen ücretlerin tahsilatının zorluğu bulunmaktadır. Blok zinciri, bu sorunlara eser ve sahibi hakkında şeffaf bilgiler sunarak, eserlerin dijital kopyaları üzerinde kontrol sağlayarak, otomatik ödeme imkanı sunarak ve lisanslama işlemlerini basitleştirerek birtakım çözümler getiriyor.

Eser sahipleri eserlerini blok zinciri teknolojisine taşıyarak onlara bir nevi dijital imzalarını atmaktadırlar. Blok zinciri, telif hakkı (eser sahibinin hakları) ile ilgili bilgilerin görünürlüğünü ve kullanılabilirliğini önemli ölçüde artırıyor. Diğer bir ifadeyle, blok zincirindeki eserlerin kime ait olduğu herkes tarafından kontrol edilebilir ve doğrulanabilir. Blok zincirindeki şeffaflık ve güvenilirlik blok zinciri altyapısından yararlanılan dijital sanat eserleri için de son zamanlarda oldukça değer kazandı. Mike Winkelmann (Beeple)’a ait Everydays eseri blok zinciri üzerine kaydedilmiş eserlere verilebilecek en güzel örneklerden biri. Winkelmann 5000 gün boyunca çizdiği resimleri JPG formatında bir araya getirerek yaklaşık 69 milyon dolara satmıştır. Eserin “Değiştirilemez Nominal” (Non-Fungible Token-NFT) olması onun pek çok kopyası oluşturulsa da diğerlerinden ayırt edilmesine imkan sunacaktır. Yani Dolar, Bitcoin veya altın gibi değişebilen varlıkların aksine ‘değiştirilemez’ varlıkların her biri benzersiz ve bir tane olarak yaratılmaktadır. Dolayısıyla birbirinden farklı olan bu varlıkların takası da mümkün olmamaktadır. Bu durumda üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin Beeple’a ait bu eser orijinalliğini yitirmeyecek ve hep ayırt edilebilir kalacaktır.
Blok zinciri aynı zamanda sahte eserlerin kolaylıkla tespit edilmesini de sağlamaktadır. Blok zinciri ile eserin yaratılma zamanı ve hammadde kaynakları gibi bilgilerin objektif olarak doğrulanması mümkün hale gelmiştir. Örneğin esere ilişkin bilgiler, “Güvenilir Zaman Damgası” adı verilen yöntemle blok zincirinde kayıt altına alınabilir. Alternatif olarak eserlerin belirli kriterleri veya standartları karşıladığını ifade eden sertifikalar da blok zinciri üzerinden onaylanabilmektedir. Esere ve sahibine ilişkin bilgilerin zincire eklenmesi için hem işlemin tüm katılımcılar tarafından onaylanması gerekecek hem de değiştirilemez yapısı dolayısıyla sertifikalarda değişiklik yapılması engellenecektir. Yukarıdaki örnekten devam edecek olursak, Beeple Everydays eserini NFT olarak yaratmış ve bu sayede sahte versiyonlarının oluşturulmasının önüne geçmiştir.
Son olarak, kripto paraların varlığı eser sahiplerine yapılacak ödemeleri çok daha güvenli ve kolay hale getirmiştir. Bitcoin ya da Ether gibi kripto para birimleri üzerinden müşteriler, aracılar olmadan ödeme yapabilmekte ve uzun vakit alan prosedürlerden kurtulmaktadır. Eser sahipleri ile müşteriler yapacakları sözleşmeleri akıllı sözleşme olarak akdedebilecektir. Akıllı sözleşmelerde ifa yükümlülüğü otomatik olarak, kendiliğinden yerine getirilir. Bu sayede eser sahipleri ücretlerine ulaşma noktasında endişe duymayacak ve pek çok formaliteden de kurtulacaktır. Nitekim Beeple da ödemeyi Ether kripto para birimi ile almıştır.
Kaynakça
(1)Yusuf Mansur Özer, Kişisel Verilerin Korunmasında Blok Zinciri Modeli: Vaatler Ve Hukuki Engelleri, sf.55